DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, anneleri yahut anne ve babaları aynı anda cezaevinde bulunan çocukların durumuyla ilgili açıklama yaptı. Yeneroğlu, cezaevi ortamında bulunan çocukların psikolojilerinde geri dönülmez yaralar açıldığını söyledi.
Tutukluluk tedbirinin keyfi olarak uygulanması ve ceza infaz rejiminde çocuklu kadınların durumu için istisnai hüküm öngörülmemiş olması nedeniyle binlerce çocuğun cezaevinde bulunan annesinden veya anne-babanın cezaevinde olmasından dolayı her ikisinden uzakta büyüdüklerini ifade eden Yeneroğlu şu açıklamaları yaptı:
‘Türkiye’de kadın tutukluluğu ve mahkûmiyeti rekor kırmıştır’
“Adalet Bakanlığı istatistiklerine göre ceza ve tevkifevlerinde yaklaşık 12.000 kadın, hükümlü veya tutuklu sıfatıyla bulunmaktadır. Adil yargılanma hakkına aykırı yargılamalar ve kanuni şartları oluşmadan verilen tutuklama kararları nedeniyle ceza ve tevkifevlerinin kapasiteleri zaten sınırlarına dayanmıştı. Bunun üzerine özellikle darbe teşebbüsünden sonra birçok insanın haksız yere ‘silahlı terör örgütü üyeliği’ suçundan tutuklanmaları ve mahkûm edilmeleri nedeniyle Türkiye’de kadın tutukluluğu ve mahkumiyeti rekor kırmıştır."
‘Hükümlü annesinin yanında büyüyen çocuklar cezaevi ortamında ağır psikolojik travmalara maruz kalmaktadırlar’
“Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün açıklamasına göre; 8 Mart 2021 tarihi itibarıyla ceza infaz kurumlarında bulunan kadın hükümlü/tutuklulardan 317’sinin yanında 0-6 yaş grubu toplam 345 çocuk bulunmaktadır. Tutuklu veya hükümlü annesinin yanında büyüyen çocuklar dört duvar arasında, cezaevi ortamı içerisinde, baba figürü ve aile ortamını göremeden karakterlerinin ve hayata bakışlarının yeşerdiği en kıymetli dönemlerinde ağır psikolojik travmalara maruz kalmaktadırlar. Cezaevlerindeki çocuklar sağlıklı beslenememekte, çocuk doktoru olmadığı için tedavi imkanları yetersiz kalmakta ve oyun oynama hakkından bile mahrum kalmaktadır.”
‘Dışarıdaki çocukların cezaevi ziyaretleri çocuklarda tahribat yaratmakta, güven hissine darbe vurmakta’
“Anne ve baba tutukluluğu ve mahkumiyetinde dışarıda bulunan çocukların cezaevi ziyaretleri çocukların bünyelerinde tahribat yaratmaktadır. Anne ve babanın veya bunlardan birinin çocuğun gözleri önünde yakalanması, tutuklanması ve anne ve baba ziyaretlerinin ceza ve tevkifevlerinde gerçekleştirilmesi çocukların güvende hissetme ve belirlilik ihtiyaçlarına ağır bir darbe vurmaktadır.”
‘Kaçma ve delil karartma şüphesi olmayan kadınların tutuklanmaması gerekir’
“Anne tutukluluğu ve ceza infazı süreçlerinin çocuklar açısından daha az psikolojik hasarla geçirilebilmesi için çocuklarıyla beraber ikameti belirli, kaçma ve delil karartma şüphesi olmayan kadınların tutuklanmaması gerekir. Bunun için ayrı bir yasal düzenlemeye de ihtiyaç yoktur. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda bir adli tedbir olarak öngörülen tutukluluğun cezalandırmaya dönüşmemesi için tutuksuz yargılamanın asıl, tutuklu yargılamanın istisna olduğu ilkesinin ve diğer kanuni şartların sıkı bir şekilde uygulanması yeterli olacaktır.”
‘Anne ve babanın aynı anda ceza ve tevkifevinde bulunmasının önüne geçilmeli’
“Ceza infazı açısından ise anne ve babanın aynı anda ceza ve tevkifevinde bulunmasının önüne geçilmesi gerekir. Yalnızca annesinin veya hem annesi hem de babasının tutuklu veya hükümlü olması nedeniyle ceza ve tevkifevlerinde bulunan çocuklar, maddi yoksunluklarının yanı sıra ağır psikolojik travmalara maruz kalmaktadır.”
‘15 yaşına kadar çocukları kapsayan infaz ertelemesi ‘18 yaşından küçük tüm çocukları’ kapsayacak şekilde yasalaştırılmalı’
Geçtiğimiz mayıs ayında TBMM’ye sunulan Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’da değişiklik öngören kanun teklifinde “15 yaşından küçük çocuğu olan annelerin cezaları, çocuğun babasının ölmüş olması ya da cezaevinde olması durumunda erteleneceği” yer almaktaydı. Ancak bu hüküm TBMM Genel Kurulu’nda kanun teklifinden hiçbir gerekçe gösterilmeden çıkarıldı. DEVA Partisi olarak söz konusu hükmün “tutukluluğu” ve “18 yaşından küçük tüm çocukları” da kapsar şekilde yeniden ele alınması ve bu yasama döneminde vakit kaybedilmeden yasalaştırılması çağrısında bulunuyoruz.”