Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanlığı

“Deva Partisinin Kuruluş Yıl Dönümü ve Gündeme Dair Değerlendirmeler” Hakkında TBMM’de Basın Toplantısı “Deva Partisinin Kuruluş Yıl Dönümü ve Gündeme Dair Değerlendirmeler” Hakkında TBMM’de Basın Toplantısı

09 Mar 2021

Değerli Arkadaşlar,

Hepinizi saygıyla ve muhabbetle selamlıyorum.

Demokrasi ve Atılım Partisi, tam bir sene önce bugün; milletimizin dertlerine, adaletsizliklere ve ekonomik krize deva olmak için büyük bir heyecanla ve umutla kuruldu.

Malumunuz Partimizi kurduğumuzda ülkemiz; ekonomik, sosyal ve hukuki bir krizin ortasındaydı.

Maalesef öngördüğümüz gibi bu kriz, gün geçtikçe daha da derinleşerek devam etmektedir. Milletten tamamıyla bağını koparmış, kendini anayasal düzenin üzerinde konumlandıran, rasyonellikten uzak tek adam yönetimi yüzünden, sorunlar her gün daha da büyümektedir. Hayat pahalılığı ve işsizlik artmakta, iktidarın akıl almaz politikaları sebebiyle her geçen gün daha fazla fakirleşmekteyiz.

Milletin derdine uzak, kendi geleceğinden endişeli olan iktidar, kaybettikçe de hukuksuzlukları ve baskılarını artırmaktadır. Adalet ve hukuk, bilerek ve istenerek ayaklar altına alınmaktadır.

Türkiye artık yasaklar, yolsuzluklar, yoksulluklar ülkesi olmuştur.

Komşularla sıfır sorundan bütün komşularla sürekli sorun politikasına geçilmiştir.

AB ile tam üyelik müzakereleri yapan bir ülkeydik, ayrıcalıklı ortaklık tekliflerini yüksek sesle reddediyorduk, bugün mülteci konusunu bile konuşamaz hale geldik.

İktidar artık taviz vermekle yol alabileceğini zannediyor. Halbuki yapmanız gereken taviz vermek değil, Türkiye’nin demokrasi ve insan hakları seviyesini yükseltmektir.

Tüm bu devasa sorunların tek nedeni yozlaşmış, keyfi, toplumu kutuplaştıran ve kendi milletini birbirine düşürmeyi maharet sayıp kendine spor edinmiş iktidardır.

Saygıdeğer Basın Mensupları,

Bizler, DEVA Partisi olarak bu gidişata bir son vermek için yola çıktık.

Kurucular kurulumuzda genci yaşlısı, kadını erkeğiyle her meslekten, her kesimden ve ülkemizin dört bir köşesinden insanları bir arada buluşturduk.

Teşkilatlarımızı, önceden belirlenen ekipler yerine, bizimle birlikte yol yürümek isteyen yüz bini aşan başvuruları aylar süren bir çalışma ile değerlendirerek oluşturduk.

Bütün teşkilatlarımızda liyakati ve çoğulculuğu önceledik. Tek kriterimiz iyi insan olsun, işini iyi yapsın ve demokrat olsun olarak belirlenmişti.

%35 kadın kotası ile %20 genç kotasını bütün yönetim birimlerimizde uyguladık.

Bütün il ve ilçe teşkilatlarımız adeta bir Türkiye mozaiğidir. İktidarın bölücü zihniyeti sebebiyle büyük bir çaba ile oluşturmak istediği toplumsal ayrışma ve kutuplaşma karşısında milletimizin tüm renklerini DEVA Partisi’nde buluşturmayı başardık.

29 Aralık’ta ilk büyük olağan kongremizi gerçekleştirdik.

Seçimlere katılmak için yasal yeterliliği sağladık.

DEVA Partisi Türkiye’nin üç büyük sorunu haline gelen adalet, ekonomi ve toplumsal kutuplaşma sorunlarını çözme kapasitesine sahip güçlü kadroların partisidir.

Bu minvalde sorumsuz keyfi yönetime son vererek;

Hukukun üstünlüğünün tanındığı, yargının bağımsız olduğu,

Temel hak ve özgürlüklerin eşitçe ve Anayasa’ya aykırı şekilde kısıtlanmadan kullanılabildiği,

Güce değil adalete hizmet edildiği,

Toplumsal barışın tesis edildiği,

Toplumun her kesiminde ekonomik refah düzeyinin arttığı,

Sosyal adaletin, fırsat eşitliğinin ve kadın-erkek eşitliğinin sağlandığı,

Dini, dili, etnik kökeni, cinsiyeti, hayat tarzı ve siyasi görüşü nedeniyle kimsenin ayrımcılığa maruz kalmadığı,

Şeffaf, katılımcı, özgürlükçü ve çoğulcu demokrasi anlayışıyla herkes için yaşanabilir müreffeh bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz.

Değerli Arkadaşlar,

Bildiğiniz üzere geçtiğimiz hafta İnsan Hakları Eylem Planı açıklandı. Vaatler ne yazık ki 19 yıllık iktidarın sistematik hale getirdiği hak ihlallerini engellemekten ve vatandaşlarımızın temel haklarını iktidara karşı korumaktan oldukça uzaktır.

Çünkü ülkemizdeki hak ihlallerinin çok büyük bir ekseriyeti, Anayasa’dan yahut da mevzuattan kaynaklanmamaktadır. İktidarın kendini Anayasa’nın ve hukukun üzerinde gören zihniyetinden kaynaklanmaktadır.

Kendine gelince, milletin gözünün içine bakarak kuralları ezen ama millete karşı da zorbalık yapan bir iktidardan millete hayır gelmez.

İnsan hakları reformu olarak açıklanan vaatler, zaten demokratik hukuk devletinin asgari gerekleridir.

Dolayısıyla laf değil, icraat esastır.

Ancak Türkiye’de artık kuvvetler ayrılığı yoktur. Yargı tarafsızlığını ve bağımsızlığını kaybetmiştir. İktidarı denetleyemeyen bir yasama demokratik bir yasama değildir. İktidarın hukuksuzluklarına karşı hesap soramayan bir yargı da demokratik yargı değildir. İki erk de iktidarın oyuncağıdır.

İnsan haklarının koruma altına alınmasının tek yolu iktidarı kontrol altında tutan bu mekanizmalarla sınırlandırmaktan geçer. İlk bakışta kısmi olumluluklar içeren İnsan Hakları Eylem Planı zihniyet ve uygulama nedeniyle kâğıt üstünde kalmaya mahkumdur.

Kaldı ki her gün insan haklarını çiğneyenlerin İnsan Hakları Eylem Planı açıklaması trajikomiktir. Tıpkı ekonomiyi keyfi yönetim ve hukuksuzluklar nedeniyle derin bir krize sokanların Ekonomi Reform Paketi hazırlaması gibi.

Saygıdeğer Basın Mensupları,

Malumunuz 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günüydü. Ne yazık ki ülkenin dört bir köşesinden kadın cinayetleri ve kadına şiddet haberleri alıyor ve derinden üzülüyoruz.

İktidar, bütün temel haklarda olduğu gibi kadınların da temel haklarını korumamakta, şiddetle etkin şekilde mücadele etmemektedir.

Kadına yönelik şiddetle mücadelenin anahtarı olan İstanbul Sözleşmesini de yok saymaktadır.

İstanbul Sözleşmesi’nin uygulamasını denetleyen bağımsız GREVIO Komisyonu’nun 2018 yılı Türkiye Raporu’na göre ülkemiz cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddet bakımından bütüncül ve sistematik bir politikaya sahip değildir.

Oysa kadına yönelik her türlü şiddet, ancak devletin etkin mücadelesi ile engellenebilir.

İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmadığı, hatta karalanarak tartışmaya açıldığı bir ortamda kadına yönelik şiddetin engellenemeyeceği açıktır. Bu nedenle iktidar sözleşmeyi tartışmaya bir an evvel son vermeli, yükümlülüklerini derhal yerine getirmelidir.

Bunun için de mecliste yeni bir komisyon kurmak yerine var olanları çalıştırmayla başlamak gerekir. Kadın-Erkek Komisyonu ne işe yarar? Kadın-Erkek eşitliğinin sağlanmadığı bir ortamda kadına yönelik şiddet nasıl engellenebilir? Bu iki konunun birbiriyle doğrudan ilintili olduğunu anlamayan; ne imzaladığı İstanbul Sözleşmesi’ni anlamış ne de GREVIO Raporu’nu okumuştur.

İktidar söylemlerinde, kadının aile içinde ve toplumdaki rol ve sorumluluklarını belirlemekten vazgeçmelidir.

Şiddet sadece hukuki boyutuyla, adli makamları ilgilendiren bir konu olarak görülmemelidir. Hukuki alt yapı kadar, şiddetin toplumsal ve kültürel alt yapısı ile de mücadele edilmelidir.

Kadına yönelik şiddetin toplumsal boyutu ile Aile, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı koruyucu önleyici ilk basamak tedbirler ve sonrasındaki rehabilitasyon aşamalarında sorumluluk almalıdır. Özellikle İçişleri ve Adalet Bakanlıkları arası eşgüdüm sağlanmalı, sorumluluklarını yerine getirmeyen kamu görevlileri etkin şekilde cezalandırılmalıdır.

Şiddetin toplumsal ve kültürel alt yapısına karşı sivil toplum iş birliği ile etkin mücadele mekanizmaları oluşturulmalıdır.

Şiddete karşı toplumsal farkındalığı arttıracak kampanyalar gerçekleştirilmeli, ilkokuldan başlayarak eğitim müfredatına bu konuya dair bilgilendirici ve eğitici eklemeler yapılmalıdır.

Militarizm, ötekileştirme, nefret ve şiddet dilinin teşvik edilmesi sonlandırılmalıdır.

Değerli Arkadaşlar,

Özetle şiddet ve ayrımcılıkla mücadele ancak bütüncül politikalarla ve bu politikaları uygulayacak yetkin kişilerle mümkün olabilir.

İşte DEVA Partisi olarak, kadın cinayetlerini durdurmak, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak, kadının çalışma hayatı, toplumsal hayat ve siyasette varlığını güçlendirmek için bütüncül ve sistematik politikalarımızı belirledik.

Kadın Politikaları Başkanlığı’mız önderliğinde hazırlanan Vizyon belgemiz ile iktidara geldiğimizde uygulayacağımız politikalarımızı dün kamuoyunun takdirlerine sunduk.

Saygıdeğer Basın Mensupları,

İktidarın her köşeyi kapatmış, her gücü elinde toplamış hali, vatandaşlarımızın kendilerini ümitsiz ve tek başına hissetmesine neden olmaktadır.

Ancak bir iktidarı ayakta tutan güç değil, halkın desteğidir.

DEVA Partisi olarak, halkımızın da desteğiyle iktidarın hukuksuzluklarına ve adaletsizliklerine karşı bir mücadele içerisindeyiz.

Bizler, tüm ekibimizle vatandaşlarımızın ve ülkenin yaralarını sarmak için ve ülkenin makus talihini dönüştürmek için hazırız.

Ülkenin içinde bulunduğu derin krizleri tek başımıza değil, milletimizin yoğun desteği ile aşacağımıza ve ilk seçimlerde iktidara geleceğimize de yürekten inanıyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

  • İLGİLİ ETİKET:
  • #BASIN TOPLANTISI

SONRAKİ HABER

MİLLETVEKİLLİĞİNİN HIZLI BİR ŞEKİLDE DÜŞÜRÜLMESİ TBMM TEAMÜLLERİNE AYKIRI OLACAKTIR!

Sık Sorulan Sorulara Cevaplar

09 Mar 2021