Fransa’da 16 Şubat Salı günü “Cumhuriyet Prensiplerine Saygıyı Güçlendirme Yasa Tasarısı” millet meclisinde kabul edildi ve Senato’nun onayına sunuldu. Bu yasa tasarısının ilk ismi “İslamcı Ayrılıkçılıkla Mücadele Yasa Tasarısı” iken tepkiler üzerine tasarının ismi Cumhuriyet Prensiplerine Saygıyı Güçlendirme Yasası’na çevrilmiştir. İsim değişikliğine rağmen içeriği ve özü aynı kalmış, temelde Fransa’da yaşayan Müslümanları hedef alan, onları damgalayan ayrımcı bir yasa tasarısı olarak millet meclisinde kabul edilmiştir. Müslümanlar başta olmak üzere; kılık kıyafet, yenilen yiyecekler ve toplu ibadet edilmesi gereken haller nedeniyle farklı uygulamalara sahip bütün dini gruplar bu yasa tasarısından etkilenmektedir. Senatonun da onaylaması halinde; yasa tasarısının adıyla tezat bir şekilde cumhuriyet ve çoğulcu demokrasi ilkelerine tamamen aykırı bir döneme geçilmiş olacaktır. Fransız vatandaşların, dini hak ve özgürlüklerinin kısıtlandığı, dini dernek ve ibadethanelerin kurulmasının zorlaştığı, farklı dine mensup insanların potansiyel suçlu olarak görüldüğü ve dernek ve örgütlenme haklarını kullanmak istedikleri her anda sıkı bir gözlem altına alındıkları ayrımcı politikaların hâkim olduğu bir Fransa oluşturulmaktadır.
Dini derneklerden “cumhuriyet ilkelerine saygı” talebi, bir derneğin yöneticisinin veya üyesinin işlediği suç eyleminden dolayı derneğin tamamen kapatılması, bir derneğin 5 yılda bir dini dernek statüsü için yeniden başvurması ve çocuklar için 3 yaşından itibaren zorunlu eğitimin getirilerek evden eğitimin yasaklanması gibi maddelerle temel haklara ağır darbe vurulmaktadır.
Dini dernek ve gruplara yönelik, içeriği temel hakları kısıtlayıcı yorumlamalara ve uygulamalara açık bu düzenlemelere tüm dini cemaatler büyük tepki göstermektedir. Müslümanların yanı sıra Katolik, Ortodoks, Protestan Hıristiyanlar, Yahudiler ve Budistler de bu yasa tasarısına karşı çıkmaktadır. Farklı dini gruplar; özgürce ibadet etmeye engeller koyan, dini derneklerin finansmanının sıkı bir şekilde kontrolüne izin veren, dindarların rahatsız edici ve izlenmesi gereken kişiler olduğu izlenimi yaratan yasa tasarısını tam bir uzlaşı halinde protesto etmektedir.
Aşırı sağın etkisiyle hak ve özgürlükleri kısıtlayan bu yasa tasarısı geri çekilmelidir. Fransız Cumhuriyeti’nin temel ilkeleriyle barışık, Fransız toplumuna ve günlük yaşamına entegre olabilmiş, dini inanç ve etnik kimliğini de koruyan bireylerin Fransa’da barış ve huzur içerisinde yaşamasına imkân verilmelidir.
Ne yazık ki; son yıllarda dünyanın birçok ülkesinde aşırı sağ partiler, merkez partileri etkileri altına alarak, onları, merkezde konumlanan partilerin normalde yapmayacakları faaliyetleri yapmaya, önermeyecekleri antidemokratik yasaları çıkarmaya yöneltmektedirler. Hâlbuki aşırı sağ partilere teslim olarak gerçekleştirilen faaliyetlerden ülkelere hayır gelmemektedir. Çünkü vatandaşların bir kısmını potansiyel düşman veya suçlu olarak görmek toplum huzurunu bozarak kutuplaştırmayı artırmaktadır. Kutuplaşma sonucunda karşılıklı yabancılaşma artmakta, ötekileştirme geri dönülemez boyutlara ulaşmaktadır. Bu sebeplerle; tüm dünyada aşırı sağ ve kimlikçi partilerin ve akımların ülke siyasetlerine hâkim olmalarına engel olunması, demokratların ise farklılıkların ahenk içinde bir arada yaşamalarının teminatı olan çoğulcu toplum düzenleri için çabalarını artırmaları gerekmektedir.