24 Ağustos 2021 tarihinde, Türkiye’den Yunanistan’a geçmek isteyen yaklaşık 55-60 kişilik bir grup Yunanistan sınırındaki güvelik kuvvetleri tarafından yakalanmıştır. Akabinde bu kişiler Yunanistan’dan Türkiye’ye sınır dışı edilmişlerdir. Sınır dışı edilmeleri üzerine Türkiye’ye giren bu grup Edirne ili sınır bölgesinde sınır güvenliğini sağlamakla görevli olan askeri personelce durdurulmuştur. Görgü tanıklarının ifadelerine göre askeri personel komutanının emriyle, bu grup içerisindeki kadın ve 10 yaş altı çocukları ayrılmış, erkekler Meriç nehrine atılmıştır. Meriç nehrine atıldığı iddia edilen biri Afgan, ikisi Suriyeli olmak üzere üç kişi hayatını kaybetmiştir.
Olayın tanıklardan Suriye uyruklu Türk vatandaşı Sad El Delli isimli şahıs, yaşadıklarını ayrıntısı ile anlatmıştır. Kendisi de bu gurubun içerisinde olup Meriç nehrine atılan kişilerden birisidir. Ancak nehre atılmasına rağmen kendisini kurtarmayı başarmıştır. Yine bu kişi yanında, olayı yaşayan Yusuf Elkellas, Mehdi Davudi ve Abdulkerim Al Ali isimli şahıslarda suça konu olayı yaşayan ve olayın bizzat tanıkları olan kişilerdir. Bu kişilerin olayla ilgili beyanları vardır. Bu beyanlara göre de, kendilerinin Yunanistan’dan Türkiye’ye sınır dışı edildiklerini, Türkiye’de sınırda bulunan askerlerce durdurulduklarını, bu askerlerin komutanının vermiş olduğu emirle beşer beşer Meriç nehrine atıldıklarını ve atılanlardan üç kişinin de öldüğünü açıkça beyan etmişlerdir. Dolayısıyla olaya ilişkin somut delil ve bilgiler mevcuttur. Bu konu sosyal medyada da gündem olmuştur. Yine Özgür-Der isimli derneğinde açıklaması da bizzat olayı yaşayan kişilerle irtibata geçerek yaşanan olayı doğrulamıştır.
Olay üzerine Edirne Valiliğinin yapmış olduğu 01.09.2021 tarihli basın açıklamasında “herhangi bir başvurunun bulunmamasına rağmen hem jandarma hem de sınır birliklerinin yetkilileri tarafından kendi sorumluluk alanlarıyla ilgili araştırma yapılmış olup, iddia edildiği gibi bir olayın varlığına ilişkin hiçbir sonuca ulaşılmamıştır.” şeklinde bir açıklama yapılmış, suça konu olayın hiç gerçekleşmediği iddia edilmiştir.
Oysaki, olayı bizzat yaşayan mağdurlar, tanıklar vardır. Bu tanıkların, mağdurların dinlenilmesi ve araştırma yapılması zaruridir. Hiçbir araştırma yapılmadan bir sonuca varılması ise mümkün değildir. Yukarıda isimleri verilen olayın tanıkları mutlaka dinlenmeli, mağdurlar ve ölen kişilerin aileleri ile irtibata geçilmek suretiyle olay en kısa zamanda açıklığa kavuşturulmalıdır.
Bir hukuk devletinde hiç kimse başına buyruk hareket edemez. Yasalar, kurallar hepimizi bağlamaktadır. Bu çerçevede gerek askeri personelin olsun gerekse de sivil personelin olsun mutlaka yasalar çerçevesinde olayın aydınlatılması ile birlikte sorumlulukları ortaya konulmalı, adli ve idari soruşturma yapılmalıdır. İlgili kişiler tespit edilmeli ve görevden bir an önce uzaklaştırılmalıdır. Adli soruşturma gereken hususlarda da etkin bir soruşturma yapılmak suretiyle suça konu olayın failleri bulunmalı, cezalandırılmalı ve kamuoyu da bilgilendirilmelidir.