Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanlığı

İKTİDAR YARGIYI DİZAYN ETMEYİ DERHAL SONLANDIRMALI İKTİDAR YARGIYI DİZAYN ETMEYİ DERHAL SONLANDIRMALI

02 Ara 2020

Yargının bağımsızlığının teminatı olarak görev yapması gereken Hâkimler ve Savcılar Kurulu, son günlerde kamuoyunda tartışma yaratacak önemli atamalara imza atmıştır. Bu atamalardan birisi de İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Sayın İrfan Fidan’ın Yargıtay üyeliğine seçilmesidir. Sn. İrfan Fidan’ın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı boyunca pek çok soruşturmayı siyasi iktidarın arzu ettiği doğrultuda yürüttüğü kamuoyunun malumudur.

Sn. İrfan Fidan’ın İstanbul’daki görev süresi içinde hukuk adına ortaya koyduğu hazin tablo ortadadır. Ancak Sn. Fidan Yargıtay üyeliğine seçilmesinden sadece birkaç gün sonra, önümüzdeki ay yapılacak olan Anayasa Mahkemesi üyeliğine Yargıtay’ın kontenjanından aday olduğunu açıklamıştır. Sn. İrfan Fidan Yargıtay’da henüz cübbesini dahi giymeden Anayasa Mahkemesi’ne üye olmak için aday olması yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı için ciddi bir tehlikedir.

Sn. İrfan Fidan’ın Anayasa Mahkemesine üye seçimine adaylığını açıklaması, Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından Yargıtay üyeliğine seçilmesinden kısa bir süre sonra olması, atamalarda iktidarın istek ve taleplerinin dikkate alındığının açık kanıtıdır. Yargıtay üyeliği bir atlama tahtası olarak kullanılmaktadır. Bu durum Yargıtay üyeliğinin de itibarını da ayaklar altına almaktadır. Yüksek yargımızı rencide edecek bu uygulamalara son verilmelidir.

Ayrıca aday olan bazı üyelere çekilmeleri konusunda baskı yapıldığı, çekilmek istemeyenlere mobbing uygulandığı iddiaları ise durumun vahametini ortaya koymaktadır. Bu iddialar Sn. Fidan’ın Yargıtay’a atanmasının ve Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday olmasının olağan olmadığını, bilakis planlı bir şekilde bu konuma getirildiğini açıkça ortaya koymaktadır.

Türkiye’de yargı organının en temel yapısal sorunları; yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, hukukun üstünlüğü, adil yargılanma ihlalleri ve liyakattir. Ancak iktidar, en yüksek yargı merci olan Anayasa Mahkemesi’ne üyelik seçimlerinde liyakat esaslarını göz ardı etmektedir. Tamamen iktidarın hesapları üzerinden Yüksek Yargı şekillendirilmeye çalışılmaktadır.

Bu durum demokratik bir hukuk devleti ve anayasanın üstünlüğünün korunması için vazgeçilmez olan ve kanunların anayasaya uygunluğunu denetleyen Anayasa Mahkemesi’nin iktidarın güdümü altına alınması arzusunun bir sonucudur. Kaldı ki, iktidarın yargı reformundaki samimiyetsizliğinin de açık kanıtıdır.

  • İLGİLİ ETİKET:
  • #BASIN AÇIKLAMASI

SONRAKİ HABER

HABERTÜRK’E VERİLEN CEZA, BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE VURULAN HUKUKSUZ BİR DARBEDİR

Sık Sorulan Sorulara Cevaplar

02 Ara 2020