Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanlığı

Pandemi Sürecinin Genelgelerle Yönetilmesi, Hukuk Devleti Anlayışından Uzak Uygulamaları Olağan Hale Getirmektedir Pandemi Sürecinin Genelgelerle Yönetilmesi, Hukuk Devleti Anlayışından Uzak Uygulamaları Olağan Hale Getirmektedir

23 Ağu 2021

Pandemi Sürecinin Genelgelerle Yönetilmesi, Hukuk Devleti Anlayışından Uzak Uygulamaları Olağan Hale Getirmektedir

Türkiye yaklaşık bir buçuk yıldır Covid-19 pandemisiyle mücadele etmektedir. Bu süreçte alınan önlemlerin büyük bir çoğunluğu temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması anlamına gelmektedir. Yürütme organı tarafından alınan bu tedbirlerin neredeyse tamamı genelgelerle alındığından, gerekli olup olmadığından bağımsız olarak, şekli açıdan hukuka aykırıdır. Şekli açıdan son derece sorunlu olan bu tedbirlerin büyük bir kısmı pandemi ile mücadelede gerekli ve zorunlu olmakla birlikte, son zamanlarda pandemi sürecinin uzamasının da etkisiyle pandemi ile ilgisi olmayan düzenlemeler de yapılmaktadır. Temel hak ve hürriyetleri sınırlandıran tüm kararlarda olduğu gibi Covid-19 pandemisiyle mücadele sürecinde de alınan kararların da Anayasa’nın öngördüğü şekilde bir kanuna dayanması gerekmektedir. Dolayısıyla, bu süreçte yasama organı tarafından bilimsel bulgular ışığında bir kanun çıkarılarak görev ve yetki şemalarının belirlenmesi gerekirken tüm pandemi dönemi, sorumluluğun kimde olduğunun belli olmadığı bir yönetim zafiyeti içerisinde geçirilmiştir. Pandemi önlemi olarak alındığı ileri sürülen kararlar, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar ile alınan kararlar sonrası İçişleri Bakanlığı’nın çıkardığı genelge üzerine illerdeki umumi hıfzıssıhha kurullarının aldığı kararlar ile uygulamaya konulmuşlardır. Bu süreç, temel olarak 4 farklı hukuka aykırılığı bünyesinde barındırmaktadır:

1- Yeni hükümet sisteminde yürütme organı tek kişiliktir ve karar almaya yetkili bir bakanlar kurulu mevcut değildir. Buna rağmen kamuoyunda kararların bakanlar kurulu ya da kabine tarafından alındığı gibi bir algı oluşturularak sorumluluk dağıtılmaya çalışılmaktadır. Belirtmek gerekir ki, yeni sistemde yürütme organında yetkili bir bakanlar kurulu olmadığından alınan kararlar da bir heyet tarafından değil Cumhurbaşkanı tarafından alınmaktadır.

2- 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nda salgın hastalıklarla mücadelede alınabilecek önlemler sınırlı bir şekilde düzenlenmiş, tedbirleri genişletmeye imkân verecek genel herhangi bir ifadeye yer verilmemiştir. Nitekim, para cezasının uygulanabileceği haller de yalnızca kanunda yazılı yasaklar bakımından öngörülmüştür. Maske takma zorunluluğu, sokağa çıkma yasağı gibi bu süreçte getirilen yasakların büyük bir kısmı kanunda öngörülmemiş olmasına rağmen bu eylemlere aykırılık halinde hukuka aykırı olarak para cezaları uygulanmaktadır. Benzer şekilde PCR testi, aşı kartı, HES kodu gibi önlemlerin de kanuni dayanağı olmadığından, bu tedbirlere aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar da hukuken sorun teşkil edecektir. Dolayısıyla, bu zamana kadar ısrarla geciktirilen kanuni düzenleme TBMM tarafından acilen yapılmalı, hukuki belirlilik tesis edilmelidir.

3- Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’na göre; salgın hastalığın Sağlık Bakanlığı’nca ilanı üzerine salgın önlemlerine dair karar alma yetkisi il umumi hıfzıssıhha kurullarına aittir. İl umumi hıfzıssıhha kurullarında ise söz konusu kanunun 23. maddesine göre; belediye başkanı, doktorlar, askeri doktor, veteriner, eczacı gibi seçilmiş veya teknik kişiler yer alır ve bu kurul vali başkanlığında toplanır. İl umumi hıfzıssıhha kurulları yereldeki durum ve şartları dikkate alarak gerekli önlemleri bağımsız değerlendirme sonucu kurul olarak alma yetkisine sahiptir. Buna rağmen İçişleri Bakanlığı tarafından pandemi önlemleri genelge olarak karara bağlanmakta ve valiler aracılığıyla il umumi hıfzıssıhha kurullarına dayatılmaktadır. Böylece İçişleri Bakanlığı hukuken sahip olmadığı bir hiyerarşi yetkisini de facto (fiili olarak) kullanmakta ve kurulların karar yetkisi ellerinden alınmaktadır. Belirtmek gerekir ki, hukukumuza genelgeler “iç düzen işlemi” işlem olarak düzenlendiklerinden vatandaşların hak ve hürriyetlerini ilgilendiren konularda çıkarılamazlar.

Bu dönemde, vatandaşı çok yakından ilgilendiren, temel hak ve hürriyetler üzerinde ciddi sınırlamalar getiren kararların ısrarla genelgelerle alınması usulünü hukuken ve mantıken açıklamak mümkün değildir. Bugüne kadar örneğine rastlanmamış bu yönetim anlayışı, hukukiliğin fazlaca aşındırıldığını ve keyfiliğin sıradanlaştığını açıkça göstermektedir.

4- Pandemiyle mücadele kapsamında, Cumhurbaşkanı’nın bakanlarla yaptığı toplantı sonrası “konuşmaları” ve İçişleri Bakanlığı “genelgeleri” ile alkol satış yasağı, kapatılacak mekanlara dair pandemi önlemiyle bağdaşmayan uygulamalar, belirli bir saatten sonra müzik çalınması yasağı, sokağa çıkma veya toplantı yasaklarının iktidar partisinin kongre tarihlerine göre ayarlanması gibi konularda da kararlar alınmıştır. Bu kararlar şekli olarak hukuka aykırı olmakla birlikte içerikleri bakımından da pandemiyle mücadele kapsamında gerekli olmayan ve kamu yararı amacını aşan kararlardır.

Son olarak, İçişleri Bakanlığı genelgesi ile 6 Eylül 2021 Pazartesi gününden itibaren aşı olmayan kişilerin; konser, sinema ve tiyatro gibi vatandaşların toplu olarak bulunduğu faaliyetlere katılımında en fazla 48 saat önceki negatif sonuçlu PCR testi raporunun HES uygulaması ile ibraz edilmesi zorunluluğu öngörülmüştür. Aşı olup olmama ve PCR testinin vücut bütünlüğüyle, HES uygulamasının ise kişisel verilerin korunması hakkı ile yakın ilişkisi nedeniyle bu önlemlerin de kanuni bir dayanağa sahip olması gerekirdi.

Hukuk devleti anlayışından uzak uygulamaların olağan hale getirildiği bir dönemde, salgınla mücadele kapsamında alınması gereken tüm önlemlerin anayasal temel hak ve özgürlüklere en az müdahale edecek, ölçülülük ilkesine uygun ve kanuni bir dayanağa sahip bir şekilde alınması gerektiğini iktidara tekrar hatırlatırız. TBMM’yi ise olağanlaşan bu hukuksuzluklara son vermek ve söz konusu önlemlerin yasal dayanağını hazırlamak üzere yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesine sahip çıkmaya davet ediyoruz.

  • İLGİLİ ETİKET:
  • #PANDEMI YÖNETIMI
  • #TEDBIRLER
  • #HUKUK VE ADALET
  • #DEVA PARTISI
  • #MUSTAFA YENEROĞLU

SONRAKİ HABER

İçişleri Bakanı'na Yeşiller Partisi'ne Alındı Belgesi Verilmediği İddiasına Dair Soru Önergesi

Sık Sorulan Sorulara Cevaplar

23 Ağu 2021