Birçok il valiliğinden yapılan açıklamaya göre, İl Hıfzısıhha Kurulları, koronavirüs salgınının toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riski yönetmek, sosyal izolasyonu temin etmek ve hastalığın yayılım hızını kontrol altında tutmak amacıyla ek tedbirler aldı. Bu kararlara göre, test sonuçları pozitif olup ev izolasyonunda olması gerekirken karantina kurallarını ihlal eden kişiler, KYK yurtlarında izolasyon sürelerini tamamlayana kadar cebri tecride tâbi tutulacaktır. Bu kişilerin yurtlarda kalma süreleri boyunca oluşacak konaklama, elektrik, su, yemek gibi masrafları kendilerinden tahsil edilecektir.
Covid-19 test sonuçları pozitif olup, hakkında ev karantinasına karar verilmesine rağmen toplum sağlığını göz ardı ederek karantina kurallarını ihlal eden kişilerin, karantina şartlarına ve insanca yaşam standartlarına uygun KYK yurtlarında zorunlu karantinaya alınmasını destekliyoruz. Ancak KYK yurdundaki zorunlu karantina dönemindeki masrafların hastalardan tahsil edilmesi için kanuni dayanak şarttır.
Anayasa’ya göre, her türlü mâli yükümlülük ancak kanunla belirlenebilir. Kaldı ki Umumi Hıfzısıhha Kanunu bulaşıcı hastalığa yakalanan kişilerin tedavi ve yol masraflarının hükümetçe karşılanacağını öngörmektedir. Hatta 83. maddeye göre, cebri karantinaya tâbi tutulan hastalardan muhtaç durumda olanların kendilerinin ve ailelerinin yaşam masraflarının hükümetçe ödeneceği açıkça hükme bağlanmıştır.
Bu durumda, kuralları ihlal edenlerin KYK yurtlarında zorunlu karantinaya tabi tutulması neticesinde, masrafların kendilerinden tahsil edilebilmesi için kanuni düzenleme yapılması şarttır.
Ayrıca, salgın sürecinin başlangıcında şikayetleri nedeniyle hastaneye başvuranlardan test için numune alınıp, bu kişiler test sonuçları çıkıncaya kadar hastanede izole edilirken, şu anda testi pozitif olanlar evlerine toplu taşıma araçları ile gönderiliyor. Burada cezayı kime vermek gerekir?