Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ilk defa 1/9/2016 tarihli ve 2016/20 sayılı Genelge ile düzenlediği ve 24/4/2019 tarihli ve 2019/9 sayılı Genelge ile son halini verdiği sisteme göre; OHAL KHK’sı ile işyeri kapatılan ya da kamu görevinden çıkarılan kişilerin işten çıkarılma nedenleri ile ilgili kısma sırasıyla 36 ve 37 kodları işlenmektedir. İş başvuruları sırasında işten çıkış nedenini gösteren bu kodların işveren tarafından görülmesi nedeniyle bu kişiler, haklarında kesinleşmiş mahkumiyet kararı olmasa dahi istisnalar ve kişisel bağlantılar dışında özel sektörde de iş bulamamakta ve ayrımcılığa maruz kalmaktadır. Kaldı ki herhangi bir suçtan mahkum olmak bile özel sektörde iş bulmaya engel olmadığı gibi İş Kanunu’nun 30. maddesine göre; işverenler, elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde yüzde iki oranında eski hükümlü işçi çalıştırmak zorundadırlar. Dolayısıyla kişiler hakkında FETÖ ile irtibatlı ve iltisaklı oldukları yönünde ön yargı oluşturan bir kodlama sisteminin SGK genelgesiyle uygulamaya konulması ve bu bilgilerin de işveren adaylarının erişimine açık olması hukuka aykırı bir ayrımcılık sisteminin oluşmasına sebep olmuştur. Bu durum da Anayasa’da düzenlenmiş olan kanun önünde eşitlik ilkesine aykırıdır.
Bu bağlamda;
1- Sosyal Güvenlik Kurumu’nun söz konusu genelgesindeki OHAL işlemleriyle bağlantılı kodlama sistemine son verilecek midir?
2- ‘Kod-36: KHK ile işyerinin kapatılması’ kodu iptal edilerek bu kodun uygulandığı kişiler Kod-17: İşyerinin herhangi bir sebeple kapanması koduna aktarılacak mıdır?
3- ‘Kod-37: KHK ile kamu görevinden çıkarılma’ kodu iptal edilerek bu kodun uygulandığı kişiler Kod-31: İşçinin kendi istek ve kusuru dışında kanunların işverene tanıdığı fesih yetkisi kapsamında işten çıkarılması koduna aktarılacak mıdır?