DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanlığı görevini üstlenmiş olmanın yüksek sorumluluğu ve bilinci içinde öncelikle beni bu göreve uygun gören Genel Başkanımız, Kurucular Kurulumuz ve Yönetim Kurulumuza teşekkür ederek başlamak istiyorum.
İçinden geçtiğimiz bu dönemde devlet kurumlarına duyulan güvenin tükendiği; ayrımcılık, kayırmacılık, dışlayıcılık ve ötekileştirmenin sistematik hale geldiği; devlet politikalarında şeffaflık ve öngörülebilirliğin sözü edilemeyecek düzeye indiği bir kötü yönetim örneğini yaşamaktayız. Tüm bu gelişmelerin temelinde adaleti ve rasyonaliteyi esas almayan ve hukuk devleti iddiasından uzak yönetim biçimi yatmaktadır.
Türkiye’nin en büyük sorunu hukuksuzluktur ve bunun sonuçları özellikle şu günlerde hayatın her alanında hissedilmektedir. Hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi; özgürlükçü, çoğulcu ve katılımcı demokrasinin hayata geçirilmesinin ve güçlü millet ve saygın Türkiye idealinin gerçekleşmesinin önkoşuludur. Sorunlarımıza DEVA hukuk devletidir. Mücadelemiz hukuk devletinin yeniden tesisine odaklıdır.
Mevcut yönetim sisteminde demokrasilerin ana özelliklerinden biri olan erkler ayrılığı ilkesi can çekişmektedir. Yasama organı olan meclisin olağan yasa-yapma süreci adeta askıya alınmış; yasama erki işlevsiz hale getirilmiştir. Yargı erkinin temel taşı olan bağımsız ve tarafsız mahkemeler, her vatandaş için hak ve özgürlüklerinin teminatı sayılır. Ancak ülkemizde yargının siyasi atmosferin ve aktörlerin etkisinde kalarak kararlar vermesi yargıya duyulan güveni zedeleyerek toplumsal huzura zarar vermektedir. Daha da kötüsü, siyasi güç el değiştirdikçe yargının intikam alma aracı olarak kullanılma geleneği sürdürülmektedir. Türkiye’de her bireyin eşit vatandaş olarak haklarından yararlanabilmesi, iktidarda olan ve olmayanın birbirine ve yarına güvenle bakabilmesi için bağımsız ve tarafsız yargının varlığı şarttır.
2019 yılında AİHM’de aleyhine en çok adil yargılanma hakkında ihlal kararı verilen ülke Türkiye’dir. 1959-2019 yılları arasında 3.225 ihlal kararıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini en fazla ihlal eden ülke konumundadır. Hukuksuzluk, sosyal medyada fikrini açıklamak isteyen gençlerden yatırım planlarını keyfi müdahale korkusuyla hayata geçiremeyen iş insanlarına kadar birçok kesimden bireyin hem kendini gerçekleştirmesi hem de kendi alanlarında ülkenin güçlenmesine engel teşkil etmektedir.
Şeffaflık ve hesap verilebilirlik ancak hukukun üstünlüğünün tesis edildiği bir düzende var olabilir. Kamu kurumlarının denetimden yoksun hale getirilmesi, vatandaşlarımıza hak ettikleri daha nitelikli hizmetlerin götürülmesine de mâni olmaktadır.
Biz DEVA Partisi olarak, bağımsız ve tarafsız yargı erkinin var olduğu ve hukukun üstünlüğünün tam olarak sağlandığı bir Türkiye hedefliyoruz. Biz, bireysel özgürlükler ve vatandaşlık haklarının herkes için eşit bir şekilde tam olarak güvence altına alındığı bir Türkiye istiyoruz. Biz adalet sistemine duyulan güvenin ve toplumsal huzurun tam olarak yeniden inşa edildiği bir Türkiye hayal ediyoruz. Biz liyakat ve şeffaflığı esas alarak kamu kurumlarının güçlendirildiği, yerli ve yabancı yatırımcı için daha güvenilir, ekonomisi güçlü ve müreffeh bir Türkiye hedefi için yola çıktık. Tüm sorunlarımıza rağmen DEVA Partisi ailesinin bir üyesi ve Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı olarak güzel ülkemizin sahip olduğu potansiyeli doğru kullanarak hedeflerimizi gerçekleştirebileceğimize inancım tamdır.